Malatya (Akçadağ / Kürecik) Füze Kalkanı

Malatya Akçadağ Kürecik’e kurulucak NATO’nun Füze Radar Sistemi’nin, Yozgat’ın doğusundaki illeri korumayacağı öne sürüldü.

Malatya’nın Kürecik ilçesine kurulacak Füze Radar Sistemi yeni bir tartışmayı başlattı.

Sistemde yer alan radar ve uydular olası tehditlere karşı 24 saat çalışacak. Herhangi füze atılması durumunda harekete geçecek avcı füzeler, tehdidi hedefe ulaşmadan havada bertaraf edecek.

Ancak füzeyi bildiren sistemin, Yozgat’ın doğusundaki illerde koruma sağlamayacağı iddia ediliyor.

Radikal gazetesinde konuyla ilgili haberine göre; Füze Savunma Sistemi radarları, uzun menzilli bir füze batıya doğru ilerlerken bunu Romanya’daki Deveselu Hava Üssü’ne bildirecek.

Ateşlemeyi farkeden radarların uydudan aldığı komutlar imha işlemleri için avcı füzeleri harekete geçirecek.

Ancak uzmanlar, İran’dan ya da Rusya’dan havalanacak ve Malatya’daki radarı hedef alacak bir füzenin, en yakın yerden havalanacak NATO füzesiyle Malatya’ya varmadan imhasının imkânsız olduğuna dikkat çekiyor.

İstismarcı Kurtulamadı

Malatya’da 13 yaşındaki kız çocuğuna cinsel saldırıda bulundukları gerekçesiyle 5 kişinin tutuklu yargılandığı davanın duruşmasında küçük mağdur ifadesini değiştirerek, kimseni kendisine cinsel saldırıda bulunmadığını belirtti. Mahkeme ise küçük kızın zeka testini ölçülmesine karar verdi.

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 13 yaşındaki kız çocuğuna cinsel saldırıda bulundukları iddiasıyla tutuklu yargılanan Ekrem A., Mehmet T., Miray G., Sait K. ve Ahmet K., mahkeme karşısına çıktılar.

Mahkeme, olayın mağduru olan 13 yaşındaki kız çocuğunun ifadesini adliyede görevli Pedagogun huzurunda aldı. Mağdur kız çocuğu, daha önce isimlerini verdiği Miray, Aslı ve Büşra’nın değişik zamanlarda kendisini Ekrem A., Ahmet K., Sait K. ve Murat adlı kişilere götürülerek para karşılığında sevişmesini istedikleri şeklinde verdiği ifadesini o zamanki stres içinde verdiğini, doğru olmadığını ve bu şahıslardan şikayetçi olmadığını söyledi. Pedagog ise, küçük kızın verdiği ifadelerin kendi içinde tutarlı olmadığını belirtti.

Küçük kızın babası A.T. ise, kızına cinsel saldırıda bulundukları iddia edilen şahısla ilgili şikayetlerinden vaz geçtiklerini belirterek, mahkemeye şikayetten vaz geçme dilekçesini sundu.

Sanık avukatları, suç vasfının değişme ihtimali nedeniyle tutuklu sanıkların tahliye edilmelerini talep ettiler.

Mahkeme Heyeti, mağdur kız çocuğunun psikiyatri polikliniğine sevk edilerek zeki testi yaptırılmasına karar verdi.

Mahkeme Heyeti; Ekrem A., Mehmet T., Miray G., Sait K. ve Ahmet K., adlı sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı ileriki bir tarihe erteledi.

Çakal Katil kaçamadı, kerata seni

Malatya’da 22 gün önce bir kişinin öldürülmesi olayını araştıran Asayiş Cinayet Bürosu ekipleri, katil zanlısına MOBESE görüntüleri ve satılık otomobil üzerine pazarlık yaparak ulaştı.

Malatya Batalgazi ilçesi Boran köyü mevkiinde Karakaya Baraj Gölü kenarındaki eski kum ocaklarının yanında, Metin Yüce (22) adlı şahsın 20 Ocak 2011 günü av tüfeği ile 3 el ateş edilerek öldürülmesi olayını araştıran Emniyet Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu ekipleri, önce şehir içi-Battalgazi ilçesi güzergahında bulunan MOBESE kameralarını incelemeye aldı.

Olayla ilgili bilgi veren Asayiş Şube Müdürü Ahmet Pehlivan, “MOBESE ve Plaka Tanıma Sistemi kameralarının incelemesi sonucunda, öldürülen Metin Yüce’nin ön yolcu koltuğunda oturduğu 44 AL 054 plakalı otomobilin Battalgazi ilçesine giriş yaptığı ve yaklaşık 1 saat sonra da hızlı bir şekilde, Metin Yüce içinde olmadan il merkezine giriş yaptığı tespit edildi. Yapılan kayıt incelemelerinde, aracın sahibi olan C.A.’ya (21) ulaşmak istedik ancak kendisine ulaşamadık. Yapılan araştırmalarda şahsın Antalya’da olduğu tespit edildi. Antalya Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlıklarının MOBESE ve Plaka Tespit Sistemi kamera kayıtlarında, aracın 21 Ocak günü Antalya’ya giriş yaptığı tespit edildi. Cinayet Büro Amirliğine bağlı bir ekip, araştırma yapmak üzere Antalya’ya gönderildi. Ekip, Antalya’nın Manavgat ilçesindeki araştırmasında, 44 AL 054 plakalı aracın satılığa çıkarıldığını tespit edince alıcı oldu. C.A.’nın aracını satması için G.Y.’ye bırakıp otobüsle 7 Şubat günü İstanbul’a gittiği belirlendi. Ekibimiz araca müşteri olarak C.A.’nın İstanbul’daki adresine ulaştı. Ekibimiz daha sonra İstanbul’a geçerek şahsı 9 Şubat günü sabah saatlerinde Esenler’de kaldığı yerde yatarken yakaladı” açıklamasını yaptı.

Katil zanlısının Malatya’da bir internet kafe işlettiğinin ve öldürdüğü şahsı daha önce karakola şikayet ettiğinin tespit edildiğini söyleyen Pehlivan, katil zanlısının Yüce’yi sürekli kendisinden para istemesi nedeniyle öldürdüğünü iddia ettiğini kaydetti.

Öte yandan, katil zanlısı C.A.’nın İstanbul’da yakalandığı esnada Malatya’dan giden Cinayet Bürosu ekibindeki bir polis memuruna, “Ağabey, sen Malatya’da görevli değil miydin? Tayinin İstanbul’a mı çıktı?” diye sorduğu öğrenildi.

Ziraat Mühendisleri Odası Malatya

Ziraat Mühendisleri Odası Malatya İl Temsilcisi Fevzi Çiçek, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun yasalaşmasından dolayı, Malatya’da 100 mühendisin piyasadan çekilerek işsiz kaldığını ileri sürdü.

Ziraat Mühendisleri Odası Malatya İl Temsilcisi Fevzi Çiçek, Gıda Mühendisleri Odası Malatya İl Temsilcisi Cem Fidan, Tüketici Hakları Derneği Malatya Şube Başkanı Müberra Öğüt birlikte basın açıklaması yaparak, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun yasalaşmasına tepki gösterdiler.

Ortak basın açıklamasını okuyan Ziraat Mühendisleri Odası Malatya İl Temsilcisi Fevzi Çiçek, “5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu yasalaştıktan 6 ay sonra 13 Aralık 2010 tarihinde tüm maddeleriyle yürürlüğe giriyor. Bu Kanunun yasalaşması sürecinde, getirilen düzenlemeler ile halk sağlığına tehdit eden bir yasa olarak çıkmakta olduğu, mevcut gıda kontrol altyapısı ile işletmelerin keyfiyetine bırakılan bir üretim tarzının devamına yol açıldığı, sektörde gıda konusunda eğitim almış kişilerin dışlandığını ve sonuçta halk sağlığının yerine ticaret rantının tercih edildiği kamuoyuna duyurulmuştu. 5996 sayılı Kanunla iddia edildiği gibi, Avrupa Birliğine uyumlu bir gıda mevzuatı ve kontrol sistemine değil, küçük işletmeler ve esnafı korumak adına sorunlu bir sisteme geçilmiştir. Bu Kanun, Türkiye’deki 50 bin gıda işletmesinin yaklaşık yüzde 80’inini oluşturan 30 Beygir gücünün altında veya 10 işçinin altında çalışanı bulunan gıda işletmelerinde, sadece işyeri bilgisi ve
insafı ile üretim yapmasını sağlayacaktır. Artık çocuklarımızın tükettiği gıdaların üretiminde konu uzmanlarının bulunması gerekliliği yoktur. Gıda güvenliğine aykırı uygulamaların ağırlıkla bu işletmelerden kaynaklandığı değerlendirildiğinde; Kanunun uygulanmasının gıda güvenliği ve halk sağlığı için ne denli tehlikeli sonuçlar yaratacağı anlaşılmaktadır. Son derece yetersiz olan denetçi sayısı ile gıdalarımızı denetleyebilmekten uzak olan kamu, şimdi de sektörde çalışan mühendisleri uzaklaştırarak yeni bir sorun alanı yaratmaktadır” ifadelerini kaydetti.

Çiçek şunları belirtti:

“Bu uygulama ile gıda işletmelerinin denetimsizliği yanında bu sektörde çalışan ve asli işi bu olan Gıda Kimya ve Ziraat Mühendisleri de üretim alanından tasfiye edilmiş olmaktadır. Sadece ilimizde yaklaşık 100 Mühendis arkadaşımız sahadan çekilmiş, aynı zamanda işini de kaybetmiş olacaktır. Kamunun yaklaşık 5000 denetçi ile denetleyemediği gıda sektörünü tamamen denetimsiz bırakarak, iş yeri sahibinin insafına terk etmektedir. Mühendis olmadan üretim yapan işletmeler, halk ve tüketici sağlığı açısından büyük riskler yaratabilecektir. Bu riskler, kısa vadede gıda zehirlenmesi olabileceği gibi, uzun vadede toksik ve kanserojen etkiler de olabilecektir. Üstelik bilinmektedir ki, yalnızca işletme sahibinin bilgisine ve alışkanlıklarına terk edilmiş bu tip işletmelerin gıda üretimleri, kamunun denetim gücünün oldukça eksik ve yıpranmış olduğu günümüz koşullarında, her gün basına yansıyan bir başka gıda skandalının konusu durumundadırlar.”

Malatya Korosu, Korolar Çarpışıyor Malatya

19 HAZİRAN CUMA GÜNÜ SAAT 17.30′ DA SOYKAN PARKI’NDA “KUTSİ” ve ” MALATYA KOROSU ” KONSERİ OLACAKTIR. TÜM HALKIMIZ DAVETLİDİR…

Program:
Korolar Yarışıyor
Ödüller:
Yarışma olmanın çok ötesinde bir sosyal sorumluluk projesi olan bu programda birincinin kazandığı para ödülüyle o şehire bir okul yaptırılacak ve bu okula kazanan ünlü şarkıcının adı verilecek.
Konu Özeti:
Yedi ünlü şarkıcının ve onların kendi memleketlerinden seçtiği yirmi kişilik koroları, her hafta popüler şarkılar eşliğinde ve renkli sahne şovlarıyla yarışacak.

Ünlüler yarışmadan önce memleketlerine gidip gizli yetenekleri ortaya çıkartabilmek için sokak sokak gezip, kendi koroları için en çarpıcı sesleri, en yetenekli ve eğlenceli kişileri seçtiler.Fırıncıdan bankacıya, öğretmenden manava kadar herkesi korolarına dahil ettiler.

‘Korolar Çarpışıyor’ da yarışmacılar her hafta takım ruhuyla çalışacak ve yarışmada performanslarını sergileyecekler. ‘Korolar Çarpışıyor’ da jüri olmayacak, birinciyi SMS’lerle halk belirleyecek.

Yarışma olmanın çok ötesinde bir sosyal sorumluluk projesi olan bu programda birincinin kazandığı para ödülüyle o şehire bir okul yaptırılacak ve bu okula kazanan ünlü şarkıcının adı verilecek.

Malatya Toki

Malatya Milletvekili Fuat Ölmeztoprak, TOKİ başkanı Erdoğan Bayraktar’ın kendisine Malatya bölgesinde yapılan çalışmalarla ilgili olarak verdiği bilgiye kamuoyuyla paylaşmıştı.

F.Ölmeztoprak, Malatya’da TOKİ’nin tamamlanan, inşaatı süren ya da proje çalışmaları devam eden sosyal konut, sosyal tesis, lise, hastane ve spor kompleksi ile ilgili olarak kendisine verilen bilgileri şöyle sıraladı:

”TOKİ’nin Malatya uygulamalarında tamamlanan 2.937 konut,(Beydağı 873 konut,Beydağı 2.Etap 965 konut,Beydağı 3.Etap 629 konut,Beydağı 40 derslikli ilköğretim ve lise okulu,Sevgi evi ortak kullanım binası(1 Konut),Akçadağ 215 konut,Doğanyol 49 konut,Darende 205 konut 2 ticaret merkezi,2 camii,kütüphane ve sağlık ocağıdır.

İnşaat halindeki uygulamalar ise;Arapgir 99 konut(96 konut+3 hizmetli dairesi) ile Malatya ilimizde toplamda 3.036 konut,3 ticaret merkezi,2 cami uygulamalarıdır.Başlatılan konutların;756’sı Alt gelir Grubuna yönelik üretilmiş olup 2.000 YTL peşin,15 yıl vade ve yaklaşık 168 YTL.’den başlayan taksitlerle satılmıştır.Bu uygulamaların toplam yatırım bedeli yaklaşık 189 Milyon YTL’dir.

Proje Çalışmaları devam eden konut,sosyal tesisler ile ilgili de şu açıklamalara yer veren Milletvekili Ölmeztoprak;16.06.2009 tarihinde Malatya Merkez’de 360 yoksul konut ve sosyal tesis ihalesi yapılmış ve değerlendiriliyor.

Bardakderesi mevkisine 24 derslikli lise,Beydağı 1.Etap (432 konut)(Gecekondu Dönüşüm),Memur-Sen(1.200 konut)(Talep Örgütlenmesi),Akçadağ 2.etap(380 konut),Merkez(7.536 konut)(Gecekondu Dönüşüm),Pütürge-Yeşiltepe Mah. 48 Konut(Afet Uygulaması) ve Spor Kompleksi(30.000 kişilik stadyum ve kapalı spor salonudur.)
Bunun yanı sıra Hekimhan ve Kale ilçemizde de Toplu Konut içinde proje çalışmaları yürütülmektedir.

Sonuçta,Malatya ilimizde toplamda 12.992 konut yapılmış olacaktır.”

Deniz Feneri

Erdoğan’ın adı Deniz Feneri’ne karışanlarla iç içe

HABER MERKEZİ

Kurucuları arasında yeraldığı AKP’den istifa eden eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Almanya’daki Deniz Feneri e.V davasıyla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ağır suçlamalar yöneltti

  • Habere yorum yaz
  • Arkadaşına gönder
  • Sitene ekle
  • Sayfayı yazdır

Şener, “davayla ilgili kaçamak ifadeler kullanıyor” dediği Erdoğan’ın konunun üzerine gidilmesini engelleyen tavır sergilediğini, ayrıca Erdoğan ve iktidardaki bazı önemli isimlerin davada adı geçenlerle içiçe olduğunu savundu.

32. Gün’e konuştu
32.Gün Genel Yayın Yönetmeni Rıdvan Akar’ın sorularını yanıtlayan Şener, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Şener, şöyle dedi:
“Deniz Feneri e.V. davasıyla ilgili kararı Almanya’da yargı vermiştir. Ancak davayla ilgili asıl failler Türkiye’de olduğu halde, maalesef olayın üzerine gidilmiyor. Bu konuda en büyük görev hükümete ve sayın Başbakan’a düşüyor. Ancak gerek hükümet sözcüsünün, gerek bakanların gerekse başbakanın bu konu ile ilgili açıklamaları, geçiştirmeye yönelik, kaçamak ifadelerdir. İlişkilere baktığınızda, başta sayın Başbakan olmak üzere iktidardaki bazı önemli isimlerin bu davada adı geçen isimlerle büyük yakınlıklar içinde olduğunu görüyoruz. Yani bir içiçelik var. İlişkiler açısından bir birliktelik var, karşılıklı kollama var, gözetme var. Bir numaralı sorumlu hükümet ve sayın Başbakan konunun üzerine gitmiyorsa, hatta davranışları öyle gösteriyor ki, konunun üzerine gidilmesini engellemekte ise bu hadise Almanya’daki gibi şeffaf bir şekilde kamuoyunun önüne getirilebilir mi?”

‘Hırsız bizim hırsızsa’
Şener, Deniz Feneri e.V.ile ilgili olarak AKP’nin aldığı tavrı ise şöyle eleştirdi:
“Mahkemenin ‘Asıl failler Türkiye’dedir’ derken saydığı, zikrettiği isimlere baktığımızda da bunlarda Türkiye’de belli bazı kuruluşların başındalar. Dolayısıyla süreç ve zincir aslında fotoğrafı bilinmez hale getirmiyor. Ve bu belli kurumların başında olan kişilerde siyasi iktidar tarafından himaye ediliyor. ‘Hırsız bizim hırsızsa ona sahip çıkmamız gerekir’ diyenler var hâlâ bu ülkede.“

Kanal 7’ciler bana geldi!
Şener ayrıca “ ben Kanal 7 bağlantılı olarak Sermaye Piyasası Kurulu’nda bir çalışmanın devam ettiğini biliyorum. Çünkü daha önce bana da gelmişlerdi… Bu tür ziyaretler sadece masum bir şekilde sorunları anlatmak için yapılmaz. Elbette bu anlatılanlar bir talebi de içerecek şekilde algılanmalıdır… ” dedi.
SPK’nın Kanal 7 ile ilgili karar vereceği süreçte Zekeriya Karaman’ı Başbakanlık koridorlarında gördüğünü de kaydeden Şener, “Pek çok iddialar ortaya atıldı. Başbakan bu iddialara kendince cevaplar verdi. Ama görüyoruz ki  sadece bir konuda değil, birçok konuda söyledikleri doğru çıkmıyor. Ama bırakma niyeti göstermiyor. Sayın Başbakan’ın üslubu kin ve nefreti artırmaya yönelik” ifadelerini kullandı.

Neden ayrıldım?
Şener, AKP’den ayrılma gerekçelerini de şöyle sıraladı:
“Siyaset tarzı benim tarzım değil. Hükümet etme biçimi benim anlayışım değil. Dürüst, namuslu ve kamu mallarını koruyan anlayış burada yok. İşlerin yolsuzluklardan arınmış olarak sürmediği kanaatindeyim.”

‘Rant çok fazla’
AKP döneminde çalışanların ve üretenlerin hep kaybettiğini vurgulayan Şener, şunları kaydetti: “Rant alanları büyük gelir alanlarına dönüşmüştür. Bu dönem yapılan imar değişiklikleri Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanlardan fazladır. Bu ihaleler ne kadar şeffaftır? Bunları kim bölüşüyor? “

Tuncay Özkan gözaltında

Tuncay Özkan bir günde çöktü!

Tuncay özkan’ın gözaltına alındığı günden bir yana sadece bir gün geçti ama fotoğraflar çöküşü ortaya çıkardı…

“Ergenekon” soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazeteci Tuncay Özkan ve eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın da aralarında bulunduğu şüphelilerin sorgularına başlandı.
Tuncay Özkan’ın Avukatı Ahmet Çörtoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, büro ve evlerde yapılan aramalarda ele geçirilen evrakların incelenmesinin ardından avukatların Emniyet Müdürlüğüne çağrıldığını ve şüphelilerin orgulama
işlemlerine başlandığını söyledi.
Çörtoğlu, gözaltındaki şüphelilerin, suçsuz olduklarını düşündüklerini ifade ederek, “Tuncay Özkan ve bazı şüphelilere göre bu siyasi bir komplo senaryosunun parçası” dedi.
Halkalı’daki depoda yapılan arama hakkında da bilgi veren Çörtoğlu, şunları kaydetti: “Tuncay Özkan ve ekibi, 1990’dan bu yana birçok televizyon kanalında belgeli habercilik, araştırmacı gazetecilik yapıyorlardı. Her yaptıklarının belgesi vardı. Biz bunların avukatlığını yapıyoruz. Kaybettikleri dava sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bunlar bu belge ve arşivlerini bir televizyon kanalında bulundukları için Kanaltürk’e kadar yanlarında taşıdılar. Yalnız kanalın devrinden sonra bunlar yığıldı kaldı. Yeni yayıncı belgeleri istemedi.

Programların alt yapısı, belgeleri, bunların hepsi dava konusu olduğu için bunları saklıyorlardı. Kanalın devrinden sonra bunlar Halkalı’da bir depoya konuldu.” İncelenen malzemeler arasında özel eşyaların da bulunduğunu ifade eden Çörtoğlu, “Bunlar 15 yıllık gazetecilik sonucu ellerinde kalan bilgi, belge ve bazı kişisel eşyalardır. Sadece bir kişiye ait değildir. Depoda bulunan malzemeler arasında birtakım dekoratif şeyler de var. Bunlardan biri de el
bombası görüntüsü olan kandillerdir. İçinde kandil yağı ve mumu var. Yarın bu konu mutlaka basında çıkacaktır. Böyle bir şey spekülasyon konusu yapılmasın. Bunlar kandildir. İki kişinin odasında süs olarak kullanılmıştır” şeklinde konuştu.
Tuncay Özkan’ın demokrasiye ve hukuka hiçbir şey yapmadığını söyleyen Çörtoğlu, “Şimdi sorguya gireceğiz. Sorguda diğer insanlara sorulan sorular ona da sorulacaktır. İfademizi verdikten sonra savcılıkta da, yargı önünde de ifadelerimizi tekrar edeceğiz. Bizim adalete güvenimiz sonsuz” diye konuştu.

[11:19azi disi] Sabırlı
sabret bu günlerde geçecek sonuna kadar yanındayız kim ne derse desin
yazarın tüm yorumları

%61 %2 %36

Katılıyorum Çekimserim Katılmıyorum

[11:15rufnur] .
Ne çökmesi adam karkolda diğer günler elbette bakmlı olacak
yazarın tüm yorumları

%82 %2 %14

Katılıyorum Çekimserim Katılmıyorum

[10:48Unichem] Yazıklar olsun
bu kadar olurmu ya. nerde adalet .
yazarın tüm yorumları

%72 %0 %27

Katılıyorum Çekimserim Katılmıyorum

[10:48metin yilmaz] Çok sevindim
gerçekten bu dokuzuncu dalgaya çok sevindim. ne zamandan beri bu ukala adamın gözaltına alınmasını bekliyordum
yazarın tüm yorumları

%25 %0 %74

Katılıyorum Çekimserim Katılmıyorum

[10:44Benceyse] Hadi bakalım sıra baykal’a ne zaman gelecek?
Görünüşe göre tüm muhalefet elden geçirilecek. Nurseli’de çıkmış çok titizler çok akıllılar diyor. Be kadın o zaman seni niye içeri aldılar 4 gün?
yazarın tüm yorumları

%69 %4 %26

Katılıyorum Çekimserim Katılmıyorum

[10:43Ülkemi Seviyorum.] Geçmiş olsun…
Dilerim suçsuz olduğu en kısa zamanda ortaya çıkar. . .
yazarın tüm yorumları

%73 %0 %25

Katılıyorum Çekimserim Katılmıyorum

[10:43cahsh] Kaç kişisiniz merak ettim.
geçenlerde sormuştum siz kaç kişisiniz diye birde gazetecilikten kazandığın paranın dökümünü versen de bizde merakımızı gidersek. devlete meydan okuyan ve onun parasını iç eden kim varsa hesabını vermeli ve verecektir. kim olursa olsun.
yazarın tüm yorumları

%28 %1 %70

Katılıyorum Çekimserim Katılmıyorum

[10:42skarayel] Adalete güvenimiz sonsuz
bu lafı eden arkadaş biraz saf galiba . . .
yazarın tüm yorumları

%69 %4 %26

Katılıyorum Çekimserim Katılmıyorum

[10:42La kuvvete] Traş etmiyorlar uykusuz bırakıyorlar. tabi böyle görünecek.
Siyasetçilere İşkence gibi sorgu yapılmasını senelerdir anlayamadım. Sanki cinayet zanlısı adamlar. Niye dinlenmeye izin verilmez ki?
yazarın tüm yorumları

%70 %3 %25

Katılıyorum Çekimserim Katılmıyorum

[10:41yrn05] Adalet istiyoruz
tuncay özkan’ ın en kısa zamanda serbest kalmasını bu komplodan da alnının akıyla çıkacağına emınım tabıkı tekrar tekrar komplolara maruz kalmazsa herzamn arkandayız tuncay özkan seni sevenler atatürkçü nesil herzaman arkandayız . . . .
yazarın tüm yorumları

Acı Haber

Şırnak’ta 1 er şehit oldu

Şırnak’taki Cudi Dağı mevkisinde terör örgütü
PKK mensupları ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, bir jandarma onbaşı
şehit oldu.
Edinilen bilgiye göre, Cudi Dağında sürdürülen operasyonda terör örgütü
PKK mensuplarıyla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada Jandarma Onbaşı
İsrafil Işık şehit oldu.
Şehit Jandarma Onbaşı İsrafil Işık’ın naaşı, 23. Jandarma Sınır Tümen
Komutanlığı’nda düzenlenen törenin ardından, helikopterle Diyarbakır’a buradan da
kara yoluyla doğum yeri olan Mersin’e gönderildi.

Araç tamir atölyesine roketli saldırı

Şırnak’ta terör örgütü PKK mensuplarınca gece
Emniyet Müdürlüğüne ait araç tamir atölyesine düzenlenen roketli saldırıda maddi
hasar meydana geldi.
Edinilen bilgiye göre, gece 00.30 sıralarında Şırnak-Cizre kara yolundaki
Emniyet Müdürlüğüne ait araç tamir atölyesine teröristlerce roketli saldırıda
bulunuldu. Güvenlik kuvvetlerinin karşılık vermesiyle kısa süreli çatışma
yaşandı. 2 roketin isabet ettiği araç tamir atölyesinde maddi hasar oluştu.
Saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı.
Teröristlerin yakalanması için bölgede operasyon başlatıldı.

Siyasiler Coştu

Baykal’da zafer havası

SALİHA ÇOLAK Ankara

“Kırmızı hat belgesi muhteşem”

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın canlı yayınlanan tartışmasını, “İddialar ispat edildi. Kırmızı hat belgesi muhteşemdi” diye yorumlayarak Kılıçdaroğlu’nu kutladı.

Hiç terlemedi

Kılıçdaroğlu, milletvekilleri eşliğinde toplantının ardından doğrudan Baykal’ın odasına çıktı. Baykal’ın Kılıçdaroğlu’nu kutlarken, “Hiç terlemedin, çok sakindin, üzerine düşeni yaptın, iddiaları ispatladın” dediği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Baykal’ın değerlendirmeleri şöyle:

Yayınla o raporu!

“Fırat, ‘ispat et iddiaları’ diyordu, ispat edildi. Kendisi başka bir rapora dayalı olarak yürüyen süreçte kendisinin mahkum edilmediğini açıklamaya çalıştı. 2007’de beraat ettiğini söyledi. O partide hayali ihracat yapılmamış. Ama 2000’deki rapor ve mahkeme kararları başka bir partide hayali ihracatı tespit ediyor. Biz her partide hayali ihracat yapıldığını söylemedik ki. Madem mahkum edilmedin yayınla o raporu, 2000’deki raporu, ‘yayınlamam’ diyor.

Yanağından makas alalım

Müfteri ilan ediyor. Orhan Tur da bizim adayımız mı? Bölge İdare Mahkemesi’nin, Danıştay’ın kararları var. ‘Hayali ihracat yok’ diyordu var olduğunu gördü. Bir partide yapmadın, aferin, makas alalım yanağından alnından öpelim. Ama burada yaptın kardeşim. Biz onun savunduğu noktada suçlama yapmadık zaten. Şimdi kimin müfteri olduğu açıkça ortada. Hangi koşullarda aklandın, onu da bilmiyoruz.

Bu nasıl hisse devri?

İstifasını vermiş, hisseleri devretmiş. Öyle, istifa bir yazıyla olmaz. Hisseler devredilecek. Şirketten ayrılmanın kanıtı hisse devridir. Burada flu taraf var. Ticaret sicil gazetesine yansımasına kadar 8 ay geçiyor. Yönetim kurulu defterini getirsin. Noter onaylı hisse devri var mı? Getirmeliydi ama getirmedi. Ödeme yapılmış, ama neye karşılık hiçbir şey yazmıyor.

Fırat abisini gönlünden koparamamış

İki muazzam belge, kırmızı hat belgesi muhteşem. Kendisi de şaşırdı. Belgeyi istedi. ‘Beraat ettik hayali ihracat suçlamasından’ diyor ama, hayali ihracattan hüküm giydikleri için kırmızı hatta alınmışlar. MENAS şirketinin avukatı, Fırat’ın yönetimden ayrıldığını söylemesine rağmen, Fırat’ın da adının yer aldığı bir belgeyle, kamyonların kırmızı hattan yeşil hatta alınmasını istiyor. Demek ki MENAS gönlünden koparamamış Fırat abilerini. Zaten eroin de bu tarihten sonra yakalanıyor. Yani yeşil hatta geçirilmiş olsalardı eroin de yakalanamayacaktı. 2 Ağustos 2007’de yeşil hat talebinde bulunuyorlar, 22 Şubat 2008’de eroin yakalanıyor. ‘Şoför şaibeli’ diyor. Niye şaibeli şoför kullanıyorsun. Bütün bunlar üzüntü verici rastlantılar değil mi? Hayali ihracat olayından sonra ayrılmamış, bu yetmemiş, eroin olayı ortaya çıkınca istifa ediyor.”